Trainspotting, 20’li yaşlarında olan Mark Renton ve arkadaşlarının uyuşturucu bağımlılığıyla iç içe geçmiş hayatlarını konu alır. Renton, hayatında uyuşturucudan başka bir hedefi olmayan bir gençtir. Arkadaş grubu da ondan farklı değildir. Onların odak noktası daha fazla uyuşturucu temin etmek, partilere katılmak ve gittikleri her yerde kaos yaratmaktır. Renton, bir bağımlı olarak defalarca uyuşturucudan kurtulmaya çalışsa da başarılı olamamış ve sonunda bir gün yeniden temiz bir yaşamı denemeye karar vermiştir. Ancak, başarısızlıkla sonuçlanan bu girişim, onu daha büyük bir krizle yüzleştirmiştir. Hastaneye kaldırılan Renton, artık yaşamında bir dönüşüm sürecine girmiştir.
Irvine Welsh’in yeraltı edebiyatının önde gelen yazarlarından biri olan Trainspotting, ünlü yönetmen Danny Boyle’un film uyarlamasıyla beyaz perdeye aktarılmıştır. Ewan McGregor’un etkileyici performansıyla dikkat çeken film, Welsh’in romanının izlerini sinematik bir yaklaşımla sunmaktadır.